‘Leenn..Ey kahpe şehir..! Ya sen beni alırsın ya ben seni ,leenn..’ Adana’dan veya Anadolu’nun herhangi bir yerinden gelmiş ve dikiş tutturamamış bir delikanlı figürünün eski Türk filmlerindeki haykırışlarını unutmak ne mümkün.. ’ İnsanın yıllarını verip te,yaşadığı şehirde aidiyet duygusunu elde edememesi ne kötü bir duygudur öyle.. O,bunu elde edemesin daha..fakat yaşadığı dünya o kadar değişti ki..Dünya bir mahalle oldu,mahallenin kabadayısı da artık bağırarak çözmüyor işleri..!
Şehir ruhunu çağırdı da alıcısı mı olmadı acaba? Saf saf oturup ,seni çağıran ve kollarını açmış şehre/dünyaya, bencileyin gözünü kapattın ruhunu geldiğin yerlere mi bıraktın..? ey Gafil.. mi demeli senin için bilmem ki.. ‘ Leenn’ çığlıklarının, kulakları yaran ürpertisi keşke önce seni ele geçirseydi de, şehre bir soraydın,benden ne istiyorsun,beni nasıl kabul edersin diye..ey Gafil..!! Karanlığa küfrettiğin yetmedi mi? Sana İstanbul’un köprülerini sattılar,İzmir’in Alsancak’ını, kıyılarını,apartmanlarını , mandalin bahçelerini (!)..uslanmadın,açmadın gözlerini,koştun koştun ardından yoruldun..ve hiç yetişemedin şehrine ha öyle mi..?
Daha dün araba araba doluşup geldiler,hiçbirşeyleri yoktu, ama hiçbirşeyleri yoktu..nasıl 2-3 yılda servetin sahibi oldular?Beğenmezdin,onların olduğu yerden kaçardın.Ne oldu? Artık onların yanında mı çalışmak zorundasın? Ama ben hak yemem,kul hakkı yemem,hele tehdit mafya korku filmleri bile izleyemem mi demiştin..? Şehri onlar yağmalarken korkmak yiğidin kar ı mıydı? Korktun ve yılların birikimini çok çok ucuza sattın..(Filistin’de de çok pahalıya sattın ve yurdunu topraklarını kaybettin) ve kaçtığını sandın.Nereye gittin de gelmedi onlar ha? Sıkıştığın işlerin yürümediği yerde göç/hicret olurdu. Kur’an demiyor muydu? ‘Arz geniş değil miydi? Bir hicret eri de sen olaydın ya..! Bir işin elinden tutup ta niye yol bulamadın ey Saf Yiğidim.. Neden? Neden kaderini değiştirmeye gitmedin?’; şehrinde ,dünyanın her tarafında.. Gittin, gittin de ne diye uğunup duruyorsun şimdi , ‘Leenn..!’ diye şehri suçluyorsun? ‘ Dalgalandım dalgalandım da duruldum; Koştum Ardından Yoruldum’ , diyorsun da , ‘Binlerce güzel sevdim ..En son sana vuruldum’, diyemiyorsun..! 72 millet derdine çare buldu da sana çölde bedevi hikayesi mi düştü? Gariplik nerede? Tamam şehirlerin/ ülkelerin(aslın da insanlarının) hıyanetleri vardır,namussuzları çoktur,cilalanmış ön yüzlerinin ardında kapkara bir katran geceleri vardır,suyun başını tutanları, imansızları,zoru görünce kaçanları/mürtedle ri vardır; ama bir tufan yağmuru yağdı diye , şehre bir hastalık bulaştı diye, kaçmanın, ‘lenn’ diye bağırmanın anlamı nedir? Zorluklar karşısında kaçanlar, aslında şehir, pisliklerini akıtıyor bunun farkında değiller ; fakat,şehrin kirini pasını attığı,selini süpürdüğü ve nehirlere denizlere,körfezine akıttığı ve kendini temizlediği yerde sen niye kaçıyorsun? Madem bu kadar temizsin,bırak kirliler kaçsın, terk etsin buraları..Çünkü doğru delikanlılarla yapacak çok işimiz var.Kaldırıp başını baksaydın Batı’ya .. Höykürmenin nereye yapılacağını görecektin..!
‘Leenn’ diye haykırmanın,küsmenin, kadere küfretmenin anlamsızlığını herhalde anlamışsın dır. Zaman; saflığı bırakma,bir işin elini tutma,gafil olmama,doğrunun-haklının- yetimin- ezilenin yanında olma,‘haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ düsturunu yaşama, Allah’ını, Rasülünü, kendini , halkını, milletini, ülkeni, Müslüman olsun olmasın uzak/yakın kardeşlerini / insanlığı düşünme, bu uğurda çalışma zamanıdır. ‘İnsanların en hayırlısı, onlara en faydalı olandır’. Zaman, zalimlere dur deme zamanıdır.‘ Heeyytt..bırakın lan insanlara bomba atmayı..! iha’larımızla ,uydu larımızla,uçak gemilerimizle geliyoruz..öldürmek için değil,korkmanız için,sesinizi kesmek ve mazluma yardım etmek için..çünkü geçmişte, sayhalarını bıraktığınız ‘Eyvah..!Türkler Geliyor..!’ sadaları buralarda yankılanmaya devam ediyor.İşte tekrar geliyoruz..
Çünkü,yeni bir dünyaya uyanıyoruz.