Geçtiğimiz pazar günü kapatılması düşünülen özel öğretim kurslarının kurucu ve idarecileri , Ankara' daki bir otelde toplanarak yaşanılan durum ve gelecekleri konusunda bir toplantı gerçekleştirdi. Bazı televizyon kanallarının ve internet sitelerinin de haber yaptığı bu görüşmede yurdun her yerinden gelen yaklaşık 1500 yetkili kişi çeşitli kararlara imza attı. Özel öğretim kurslarının kapatılması ne getirir ne götürür bunu tâbi ki zaman gösterecek ama şahsi düşüncem buralardan hizmet gören öğrencilerin mağduriyetle karşı karşıya geleceği yönünde. Kursların neden kapatılmak istendiği hepimizce malum. Buna kimsenin itirazı olamaz. Alternatif olarak sunulan şey ise halk eğitim merkezleri. Bunun için belediyeler öncülüğünde yer ve kişi istihdamı epeyce zaman alacaktır.Bu geçiş sürecinde birçok öğrenci sıkıntı yaşayacaktır. Geriye kalan şey ise özel kurs mantığında işletilen özel okullar. Buna da tâbi ki itirazımız yok ama her velinin çocuğunu gönderecek özel okul parası cebinde olmayabilir.
Eee! O zaman ne mi olacak? Merdiven altı özel ders furyası ya da kaçak kurs binası patlaması yaşanılacak. Devletin bir taraftan kapatmaya çalıştığı bu kurumlar bir taraftan mantar gibi türeyebilir. Peki ne yapmak gerekir? Valiliklerce kontrolu yapılmak üzere özel öğretim kurumu açma yetkisi verilebilir. Sürekli denetim ve teftişlerle kontrol sağlanabilir. Maliye/ emniyet ve bakanlığın bizzat bu kurumlar üzerindeki baskı mekanizması, gerekiyorsa bu kurumların ensesinde boza pişirmeli. Aksi halde görmeye alışık olduğumuz apartman okulları ya da 3+1 özel öğretim kursları kaçak ve illegal çalışmaya devam edecektir. Yıllık 15 ile 80 bin TL arasında değişen özel okul fiyatlarına kaç kişinin dermanı yeter? Devlet okullarındaki kurs ve eğitimlerin daha modern ve sınava yönelik yapılması elbette kurs ihtiyaçlarının bir diğer alternatifi olabilir. Ama tüm bunlar hemen bir anda olacak şey değil. En azından kademeli bir geçişle öğrenciyi en az mağduriyetle geleceğini hazırlamaya yönetmenin çabası herkesçe aranmalı.