Teknolojinin baş döndürücü şekilde hızla değiştiği dünyamızda, Türkiye’de ise eğitim baş döndürücü şekilde değişiyor. Her konuda inanılmaz bir hıza sahibiz. Yeni sınav sistemi, serbest kıyafet, mantar gibi açılan özel okullar… Takip edemiyoruz. Bizi takip edemiyorlar!. İşin şakası bir tarafa bu acınacak halimizi -tabi ki tüm gündemi buraya yazamadım – biraz yukardan bakarak yazmak istedim.
Yeni Sınav ve Eğitim Sistemimiz !
Eğitim sistemimiz sil baştan, başa dönüyoruz gene. Sistem kadro, kitap v.s her şey değişecek gibi görünüyor. Peki yansımaları nasıl olacak ? Bence iyi olmayacak. Devlet politikası haline gelmeyen eğitime her gelen bir parmak atarsa(özür diliyorum) çok kayıp nesiller üretiriz.
Milli Eğitim Bakanı Avcı, geçenlerde üniversiteye giriş sisteminin değiştirileceğini açıkladı. Üniversiteye giriş sistemi de, tıpkı liselere giriş sistemi gibi olacakmış. Uygulanabilirliği çok zor görünüyor. O yüzden eğitimcilerin, velilerin kafalarını karıştırmalarına gerek yok, yada çok erken. Bakanlığımızın bu süper! projesi için çok konuşmak istemiyorum, çünkü ülke gerçekleri çerçevesinde gerçekleşme ihtimali sıfıra yakın. Neden ? Ülkede bu kadar işsiz varken kontenjanlar dolmazken biz hala eğitimli işsiz üretmek için üniversite açıyoruz. Yakında şunu duymaya başlayabiliriz “öğrenci bulamayan üniversite kapanıyor”. Bence ülkenin ana sorunu sınavın nasıl yapılacağı değil, kalite ve mezunların istihdamı…Hala sivrisinekleri öldürmeye, günlük siyaset üretmeye devam ediyoruz.
Sınav Karnemiz
İki milyon adayın girdiği 2013 YGS’de adayların yarısı sonra dabir çoğu elenecek. LYS’den sonra ise üniversiteyi kazananların oranı tüm girenlerin yüzde 10’u kadar.Bu taraftan baktığımızda istatistikler böyle diyor. Başka bir yönden baktığımızda da;
Tüm alanlardan 40 soru sorulan sınavın ortalamaları Türkçe 16.8, Sosyal Bilimler 12.1, Matematik 7.5, Fen Bilimleri 3,5. Fen Bilimlerindeki sonuç çok çarpıcı. Türkçe’de 4 bin 80, Sosyal Bilimler’de 96 bin 633, Matematik’te 306 bin 442 ve Fen Bilimleri’nde 951 bin 596 aday sınavdan sıfır çekerek çıktı.Ama b u ülkede taban puanını alıp mühendislik okuyan binlerce öğrenci var ?!...
Hangi Özel Okul, Pahalı Olan İyi mi ?
Türk insanın psikolojine hakimdir bu kanı… Pahalıysa kalitelidir. Rahmetli Sakıp SABANCI’nın bir sözü vardı, “ucuz mal alacak kadar zengin değilim.” Galiba biz bu atasözünü eğitim kulvarına da uygulamaya çalışıyoruz.
Bir şey eğer pahalıysa, karşılığı mutlaka vardır mantığı hele eğitim sektöründe hiçte yürütülmeyecek bir mantık. Ücretleri yüksek olan okullar iyidir, düşük olanlar kötüdür bakış açısı bizi çok ciddi yanlışlara götürebilir.
Peki sayın hocam doğru nedir diyen sesleri duyuyorum. Konuya şöyle yaklaşalım; pahalı okul neden pahalı, diğer okullarda yapılandan çok farklı şeyler mi yapılıyor ? Yoksa velilerin egolarını tatmin etmek için gösterişe harcadıkları parayı veliden çıkartıyor olmasınlar ?Bu bir ihtimal. İnanın bazı okullar okul değil sanki silikon vadisi. Bazı okullara yapılan masrafları anlamlandıramıyorsunuz. Eğitimci duruşuyla, sistemiyle ve fiyat politikasıyla ayakta durmaya çalışan okullar var. Olan onlara oluyor. İdealizmleri, kapitalizme yenik düşüyor. Yatırım giderleri ve büyüme derdi olmayan, taşları yerli yerine oturmuş özel okulların tek hedefi var o da iyi bir eğitim.İşte en iyi okullar onlar. Ama bu başka iyi okullar da yok anlamına gelmemeli.
Kıyafetimiz Serbest..!
Bir önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, okullarda serbest kıyafet uygulamasını getirmiş ve bununla beraber kafalarımızın da özgürleşeceğini söylemişti. Bir kısım destekledi bir kısım karşı çıktı.Sonra gümbür gümbür gelen proje sessiz sedasız kaldırıldı. Sistem getirilirken tatminkar açıklama yapılmamıştı, giderken de yapılmadı.
En büyük sıkıntı tabi ki öğretmen veliye; hiçbir şey anlamadılar..
Şahsi olarak bu kararı destekleyenlerin arasında değildim. Ülkenin sosyo-ekonomik, psikolojik ve bilumum yapısının henüz buna hazır olmadığını düşünüyordum. Ama toplumun büyük bir kısmını ilgilendiren konularda bu kadar kısa sürede uygulanıp hemen kaldırılması çok ciddi etkiler bırakabiliyor.
Eğitimde çok sık bakan değişti. Bu bazen zorunluluktan kaynaklandı bazen de siyasetin dengeleri bunu gerektirdi.
Bu yüzden, artık hangi karar alınıyorsa alınsın, insanlar kafalarında bekleyin yakında değişir diyor. Özellikle okullardaki müdür atamaları gibi. Bu da en iyi projelerin bile sonunun gelmesine neden olabiliyor...
Sonuç olarak her değişiklikte üstüne koyacağımıza sıfırlıyoruz, baştan başlıyoruz. Ancak fark açılıyor, fark açıldıktan sonra da hızlı gitmeye çalışıyoruz, o da olmuyor. Sonra Norveç, PİSA, falan diyoruz. Ama hep yerimizde sayıyoruz.
Esen kalın.